Bahçede kedini görüyorum.
- I see your cat in the garden.
Bahçede bir tavşan koşuyor.
- A rabbit is running in the garden.
Park içinde bir heykel bahçesi var.
- There's a sculpture garden inside the park.
Bazı bahçıvanlar parkta açelyalara bakarlar.
- Several gardeners look after the azaleas in the park.
Büyükannem avlusundaki otları çekiyordu.
- My grandmother was pulling up weeds in her backyard.
Avlumuzda üç tane ağaç var.
- We have three trees in our backyard.
Arka bahçemizde bir köpek kulübemiz var.
- We have a doghouse in our backyard.
Tom'un bizim arka bahçede kamp yapmasına müsaade ettim.
- I permitted Tom to camp in our backyard.
Tom bahçede çalışırken uzun kollu giyer.
- Tom wears long sleeves when working in the garden.
Onu bahçede çalışırken buldum.
- I found him working in the garden.
If only we had a garden!
- Wenn wir bloß einen Garten hätten!
I have only a small garden.
- Ich habe nur einen kleinen Garten.