This dictionary contains a lot of information.
- Bu sözlük pek çok bilgi içermektedir.
This beer contains 5% alcohol.
- Bu bira %5 alkol içermektedir.
This amount includes tax.
- Bu tutar vergi içermektedir.
Tom's duties include raking the leaves.
- Tom'un görevleri yaprakları tırmıkla toplamayı içermektedir.
I addressed the envelope containing the invitation.
- Davet içeren zarfın üstüne adres yazdım.
His speech contained many fine phrases.
- Konuşması birçok güzel cümle içeriyordu.
I'm sure there's an option that doesn't involve a bribe.
- Rüşvet içermeyen bir seçenek olduğuna eminim.
Japanese sci-fi, as in anime, involves their Buddhistic and Animistic spirituality.
- Animelerde olduğu gibi Japon bilim-kurgusu onların Budist ve Animistik ruhsallığını içerir.
Tom's duties include raking the leaves.
- Tom'un görevleri yaprakları tırmıkla toplamayı içermektedir.
This financial audit also includes an evaluation of the company's assets.
- Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.
The shopping list included a gallon of milk.
- Alışveriş listesi bir galon süt içeriyordu.
The list included Tom.
- Liste Tom'u içeriyordu.
The Kalmar Union, comprising Sweden, Denmark and Norway, broke apart in 1523.
- İsveç, Danimarka ve Norveç'i içeren Kalmar Birliği, 1523'te ayrıldı.