Tom rolled up his sleeve, exposing a hideous scar.
- İğrenç bir yara izini açığa çıkarmak için kolunu sıvadı.
Tom showed Mary the scar on his leg.
- Tom Mary'ye bacağındaki yara izini gösterdi.
Tom's fingerprint was evidence that he was there.
- Tom'un parmak izi onun orada olduğuna dair delildi.
Everyone was fingerprinted.
- Herkesin parmak izi alındı.
We found one large footprint and a couple of different size smaller footprints.
- Bir büyük ayak izi ve birkaç farklı boyutta daha küçük ayak izleri bulduk.
Did you see any footprints?
- Hiçbir ayak izi gördünüz mü?
Tom liked to watch military documentaries.
- Tom, askeri belgeselleri izlemekten hoşlandı.