Mary thinks that looks are more important than personality.
- Mary görünüşlerin kişilikten daha önemli olduğunu düşünüyor.
Personality is important, but looks are important as well.
- Kişilik önemli ama görünüş de önemlidir.
Dreams are the touchstones of our characters.
- Hayaller kişiliklerimizin mihenktaşıdır.
She has a character defect.
- Onda kişilik sorunu var.
I don't like women without personalities.
- Kişiliksiz kadınlardan hoşlanmıyorum.
Yoshio resembles his mother in personality and his father in appearance.
- Yoshio kişilik olarak annesine ve görünüş olarak babasına benziyor.
The only room available is a double.
- Mevcut tek oda iki kişiliktir.
I'd like to book a double room.
- İki kişilik bir oda ayırtmak istiyorum.
çift kişilikli olduğu için ne zaman ne yapacağını kestiremiyordum.
Charles Lindbergh made the first solo flight across the Atlantic Ocean in 1927.
- Charles Lindbergh, Atlantik Okyanusu'nda, 1927 yılında ilk tek kişilik uçuşunu yaptı.
A single room with bath, please.
- Tek kişilik banyolu ada, lütfen.
Would you like a single room?
- Tek kişilik bir oda ister misin?
I'd like to have a single room with a bath for two nights.
- İki gece için banyolu tek kişilik bir oda istiyorum.
I want a single room if possible.
- Mümkünse tek kişilik bir oda istiyorum.
Do you want a single room?
- Tek kişilik oda istiyor musunuz?
I'd like to reserve a single room.
- Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
We'd like a double room with bath.
- Banyosu olan çift kişilik bir oda istiyoruz.
I'd like a double room.
- Çift kişilik bir oda rica ediyorum.