Çin'de başka bir arkadaşım var.
- I have another friend in China.
Bana başka bir kamera göster.
- Show me another camera.
Tom onu bir daha denemeye karar verdi.
- Tom decided to give it another try.
Onu bir daha deneyeceğiz.
- We're going to give it another try.
Bir kelime başka dilden ödünç alındığı zaman, sık sık aynı anlama sahip olarak başlar; ancak her iki dilde de sürekli kullanımı ile, şimdi ayrı kelimeler farklı çağrışımları artırabilir.
- When a word is borrowed from another language, it frequently begins by having the same meaning; but with continued use in both languages, the now separate words may accrete disparate connotations.
Bu, farklı bir çift ayakkabı.
- This is an another pair of shoes.
O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
- For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
Bu odayı sevmiyorum. Başka bir tane alabilir miyim?
- I don't like this room. May I have another one?
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
- Please show me another one.
Lütfen bir tane daha al.
- Please take another one.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
- Please show me another one.
Başka biri için yer var mı?
- Is there space for another person?
Sen kendi suçlarını hatırladığında, başka birininkini unutursun.
- When you remember your own crimes, you forget another's.
On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
- Another ten minutes' walk brought us to the shore.
Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.
- When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.
Bir ağaç ölürse yerinde bir başkası yetişir.
- If a tree dies, plant another in its place.
Başkası konuşuyorken sözünü kesme.
- Do not interrupt when another is speaking.
Söz vermek bir şeydir, ve diğeri yerine getirmektir.
- It is one thing to promise, and another to perform.
Her ev diğerine bağırma mesafesindedir.
- Each house is within shouting distance of another.
Fadıl asla başka birisine zarar veremez.
- Fadil can never hurt another person.