one another, each to the other

listen to the pronunciation of one another, each to the other
Английский Язык - Турецкий язык

Определение one another, each to the other в Английский Язык Турецкий язык словарь

each other
birbirine

Tom ve Mary birbirine sürekli yalan söyler. - Tom and Mary lie to each other all the time.

İki erkek kardeş birbirine gülümsedi. - The two brothers smiled at each other.

each other
yekdiğerini
each other
birbiri

Biz birbirimizi tanımıyoruz. - We don't know each other.

Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi. - My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!

each other
birbirini

Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir. - These two lines cut across each other at right angles.

John ve Mary birbirini seviyordu. - John and Mary loved each other.

each other
birbirlerini

İki erkek çocuk birbirlerini suçlamaya başladı. - The two boys began to blame each other.

Onlar asla birbirlerini tekrar görmeyeceklerdi. - They were never to see each other again.

each other
birbirimizi

Biz ayrıldık, birbirimizi asla tekrar görmeyeceğiz. - We parted, never to see each other again.

Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi. - My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!

Английский Язык - Английский Язык
each other