one of the opposing parties or sides in a conflict or a controversy; a faction

listen to the pronunciation of one of the opposing parties or sides in a conflict or a controversy; a faction
Английский Язык - Турецкий язык

Определение one of the opposing parties or sides in a conflict or a controversy; a faction в Английский Язык Турецкий язык словарь

part
parça

Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır. - Music is an important part of my life.

Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir. - This factory manufactures automobile parts.

part
kısım

Bu teori üç kısımdan oluşur. - This theory consists of three parts.

Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı. - They could not agree on some parts of it.

part
taraf

Parti Mac tarafından organize edildi. - The party was organized by Mac.

Onların tarafında bir hataydı. - It was a mistake on their part.

part
kısmen

Kısmen sizinle aynı fikirdeyim. - I partly agree with you.

Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı. - This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.

part
yarı

Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim. - I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.

Yarın akşam bir partimiz var. - We have a party tomorrow evening.

part
ekseriya
part
görev

Görevimi yapmayı planlıyorum. - I plan on doing my part.

Tom zaten görevini yaptı. - Tom has already done his part.

part
yan

Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum. - I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.

Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek. - A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.

part
{f} ayır

Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir. - These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.

Tom parti için üç yüz dolarlık bütçe ayırdı. - Tom budgeted three hundred dollars for the party.

part
fasıl
part
ayrılmak

O, evinden ayrılmak zorunda kaldı. - He had to part with his house.

Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu. - No one was in a hurry to leave the party.

part
{f} parçalanmak, ayrılmak; bölünmek
part
{f} tarakla ayırmak
part
(ial) parça (lı), kısmi
part
(fiil) ayırmak, tarakla ayırmak, ayrılmak, kopmak, elden çıkarmak
part
{i} parça, bölüm, kısım
part
{i} katkı. z. kısmen
part
{i} hisse, pay
Английский Язык - Английский Язык
part
one of the opposing parties or sides in a conflict or a controversy; a faction

    Расстановка переносов

    one of the opposing parties or sides in a con·flict or a controversy; a fac·tion

    Произношение

Избранное