Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Biraz daha biber ekle.
- Add a little more pepper.
Kanepede azıcık kestir.
- Take a little nap on the sofa.
Tom azıcık erken geldi.
- Tom was a little early.
Tom pastanın bir parçasını aldı.
- Tom got a little pie.
Pastadan bir parça al.
- Have a little of this cake.
Tom hakkında çok az endişeliyim.
- I'm slightly worried about Tom.
Tom çok az kıskanç görünüyordu.
- Tom sounded slightly jealous.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
Tom, bugün biraz keyfsiz.
- Tom is slightly under the weather today.
Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.
- My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
Kule batıya doğru hafifçe eğildi.
- The tower leaned slightly to the west.
Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.
- Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.