İngilizce konuşmak kolay değildir.
- Speaking English is not easy.
İngilizce konuşmak kolay değildir.
- It's not easy to speak English.
Genel olarak söylemek gerekirse, oğlanlar kızlardan daha hızlı koşabilirler.
- Generally speaking, boys can run faster than girls.
Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim.
- Frankly speaking, I don't agree with you.
O benimle konuşmuyor.
- She doesn't speak to me.
Japonca konuşamıyorum.
- I don't speak Japanese.
Daha çok yerli bir konuşmacı gibi ses çıkarmak için ne yapabilirim?
- What can I do to sound more like a native speaker?
İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.
- You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.
Altı dil konuşabilmekle böbürlenir.
- He boasts that he can speak six languages.
Rusçayı akıcı bir şekilde konuşabilmek isterim.
- I want to be able to speak Russian fluently.
İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
- He speaks two languages besides English.
Tom Fransızca konuşabilip konuşamayacağımı bilmek istedi.
- Tom wanted to know if I could speak French.
You're speaking too fast.