Sen yokken evine göz kulak olmak için elimden geleni yapacağım.
- I'll try my best to look after your house while you're away.
Tom annesine göz kulak olmak zorunda.
- Tom has to look after his mother.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Tom büyük özenle kalktı.
- Tom rose with great care.
Her zaman çocuklarına özen gösterir.
- She always takes care of her children.
Çocuklara bakmak için yardım edebilir misin?
- Can you help look after the kids?
Bu kediye bakmak zorundayım.
- I have to look after this cat.
Onun hiçbir kaygısı yok.
- He is free from care.
Genç kız kaygısızca kahkaha attı.
- The young girl laughed carelessly.
Sen alışverişe giderken ben çocuklara bakarım.
- I'll look after the children while you go shopping.
Zaman zaman çocuklara bakmalısın.
- You should look after the children from time to time.
İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
- A good workman always takes care of his tools.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
- I wonder if you have ever really cared for me.
Merak etmeyin. Onunla ilgileneceğim.
- Don't worry. I'll take care of that.
Young children can learn to give a damn about a pet.
He asked me to look after his daughter while he was away.
... girl that we have to look after, and ...