to somebody

listen to the pronunciation of to somebody
Английский Язык - Турецкий язык
birini

Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun - You live next to somebody I work with.

birine

Bunu başka birine söyle. - Tell it to somebody else.

Çek birine para ödeme yöntemidir. - A check is a method of paying money to somebody.

birisi

Merdivenlerden yukarı gelen birisi var. - There's somebody coming up the stairs.

Birisi beni dışarı çıkarsın. İçeride kilitli kaldım. - Let me out, somebody. I'm locked in.

{i} biri

Olabildiğince tuhaf, o ölü olduğu söylenilen biriyle karşılaştı. - As strange as it may be, he met with somebody who is said to be dead.

Birinin bağırdığını duyduk. - We heard somebody shout.

to them
onlara

O, uzun süredir onlara yazmadı. - He hasn't written to them in a long time.

Onlar gitmeden önce onlara hoşça kal demeye git. - Go say goodbye to them before they leave.

somebody
bir kimse
to me
bana göre

Sen bana göre her şeysin. - You are everything to me.

Bana göre bir anlamı yok. - It doesn't make sense to me.

to you
sana

Bu kitap sana epey faydalı olabilir. - This book may well be useful to you.

Bir kuş olsam, sana uçabilirim. - If I were a bird, I would have been able to fly to you.

to us
bize

Niçin geç kaldığını bize açıklamasını talep ettik. - We demanded that he explain to us why he was late.

Bay Hasimoto bize karşı adil. - Mr. Hashimoto is fair to us.

important person
ağır top
to it
ona
to someone
birini

Tom tanımadığı birinin yanında oturdu. - Tom sat down next to someone he didn't know.

to you
size

Siz sadece onu istemek zorundasınız ve o size verilecektir. - You have only to ask for it and it will be given to you.

Ne yapılacağı size kalmış. - What to do is up to you.

somebody
önemli birisi
to someone
birine

Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi? - Have you ever shown your scar to someone?

Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz. - In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.

somebody
{i} kimisi
to it
o
to me
bendene
to this
Bunun

Bununla ilgili olarak, ben suçlu değilim. - In relation to this, I am to blame.

Bunun anahtarının nerede olduğunu biliyor musunuz? - Do you know where the key to this is?

to you
senine
to you
sizlerin
to your
için
important person
önemli kimse
somebody
{z} biri, birisi, bir kimse: Somebody telephoned you. Biri sana telefon etti. i., k.dili. önemli biri, hatırı sayılır biri
somebody
{i} şahsiyet
somebody
hatırı sayılır kimse
somebody
{i} önemli kimse

Ben önemli kimseyim ve önemliyim. - I am somebody and I am important.

somebody
büyük şahsiyet
somebody
{i} bazısı
somebody
{i} kimse

Fransızca anlayan kimseyi arıyorum. - I'm looking for somebody who understands French.

O onun biri olduğunu düşünüyor ama aslında hiç kimse değil. - He thinks he is somebody, but really he is nobody.

to her
ona
to him
ona

Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok. - I've got nothing to say to him.

Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz. - You may as well say it to him in advance.

to someone
hatır için as a favor
to this
buna

Buna asla alışmayacağım. - I'll never get used to this.

Buna alışkın değilim. - I'm not used to this.

to somebody

    Расстановка переносов

    to some·bo·dy

    Турецкое произношение

    tı sʌmbıdi

    Произношение

    /tə ˈsəmbədē/ /tə ˈsʌmbədiː/

    Видео

    ... >>Male #6: No, but the point I'm making is that, let's say ten years from now, somebody ...
    ... We benefited from somebody, somewhere making an investment ...
Избранное