Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.
- Either you or I must attend the meeting.
Siz işe katılmak zorundasınız.
- You must attend to your work.
Biz diğerlerinin gelmesini beklerken bir içki ister misin?
- Would you like a drink while we wait for the others to arrive?
Tom Mary'yi ne kadar beklemek zorunda kalacağını merak etti.
- Tom wondered how long he'd have to wait for Mary.
Tom Mary için ne kadar beklemek zorunda olduğunu bilmiyor.
- Tom doesn't know how long he'll have to wait for Mary.
Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
- He has only one servant to attend on him.
Lütfen beş dakika bekle.
- Please wait for five minutes.
Cuma günkü partiyi bekleyemeyiz.
- We can hardly wait for the party on Friday.
O kadar meşgulüm ki partiye katılamam.
- I'm so busy I can't attend the party.
Meşgul olmam gereken işlerim var.
- I have things to attend to.
I'm waiting for the train.
What are you waiting for?.
... after the initial harvest one must wait for the next few hours to bloom depict ...
... I can't wait for you all to have your own magic moments ...