This new spacecraft is over twice as fast as previous spaceships. - Bu yeni uzay aracı önceki uzay gemilerinden iki kat daha hızlı.

NASA's Juno spacecraft has entered into orbit around Jupiter. - NASA'nın Juno uzay aracı Jüpiter etrafındaki yörüngesine girdi.

As propellant blasts out of the rocket in one direction, it pushes the spacecraft in the other. - İtici gaz roket dışına bir yönde patladığı için, o uzay aracını diğer yönde iter.

That's a nice space ship. - O güzel bir uzay gemisi.

They named the spaceship Discovery. - Uzay gemisine Discovery adını koydular.

They gave the spaceship the name “Discovery”. - Uzay gemisine Discovery adını verdiler.

The International Sun-Earth Explorer 3 (ISEE-3) spacecraft made the first ever direct cometary measurements on September 11, 1985 as it flew through the tail of Comet Giacobini-Zinner. - Uluslararası Sun-Earth Explorer 3 uzay gemisi kuyruklu yıldız Giacobini-Zinner'in kuyruğu boyunca uçarken 11 Eylül 1985'te ilk doğrudan kuyruklu yıldız ölçümleri yaptı.

Seen from a spacecraft, the earth looks blue. - Bir uzay gemisinden bakıldığında dünya mavi görünür.

Kosh is a Vorlon ambassador in the Babylon 5 space station. - Kosh, Babylon 5 uzay istasyonunda Vorlon büyükelçisidir.

The international space station is an amazing feat of engineering. - Uluslararası uzay istasyonu inanılmaz bir mühendislik başarısıdır.

The astronaut had to conduct many experiments in the space shuttle. - Astronot uzay mekiğinde birçok deneyler yapmak zorunda kaldı.

I still have vivid memories of the explosion of the space shuttle. - Benim hala uzay mekiği patlamasıyla ilgili canlı anılarım var.

Space travel is no longer a dream. - Uzay yolculuğu artık bir hayal değil.

In the near future, space travel will no longer be just a dream. - Yakın gelecekte uzay yolculuğu artık sadece bir hayal olmayacak.