yukarıdaki

listen to the pronunciation of yukarıdaki
Турецкий язык - Английский Язык
above

Please ignore my comments above. - Lütfen yukarıdaki yorumlarımı önemseme.

Excuse me; allow me to point out three errors in the above article. - Affedersiniz; yukarıdaki makalede üç hata göstermeme izin verin.

above; foregoing, above mentioned
above mentioned
foregoing
upstairs

Grace goes upstairs to the extension telephone. - Grace yukarıdaki dahili telefona gider.

I carried Tom upstairs to his bedroom. - Tom'u yukarıdaki yatak odasına taşıdım.

upstars
upper
yukarı
up
yukarı
upstairs

My study is upstairs. - Benim çalışma odam yukarıda.

Go upstairs and bring down my trunk. - Yukarı çık ve bavulumu getir.

yukarı
(Bilgisayar) top
yukarı
upper part
yukarı
(Bilgisayar) move up
yukarı
upper
yukarı
hyper-
yukarı
above

The clouds above moved fast. - Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.

See the example given above. - Yukarıda verilen örneğe bak.

yukarı
aloft
Yukarı
to the top
yukarı
upper; upstairs: yukarı daire the upstairs flat. Yukarı Mısır Upper Egypt
yukarı
upper part; upstairs
yukarı
upper, superior in social position: yukarı sınıf upper class
yukarı
upwards
yukarı
(moving) up; (going) upstairs: Yukarı çıktı. He went upstairs
yukarı
up, upwards, above; upstairs; high, upper, top; upper part, top; upstairs
yukarı
high

As we go up higher, the air becomes thinner. - Biz yukarıya giderken hava incelir.

The higher we go up, the cooler the air becomes. - Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.

yukarı
upward
yukarı
hyper
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение yukarıdaki в Турецкий язык Турецкий язык словарь

yukarı
Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya
yukarı
Aşama, sınıf, makam bakımından ilerde olan
yukarı
Bir şeyin üst bölümü, aşağı karşıtı, fevk
yukarı
Benzerleri arasında üstte bulunan. Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya: "Yukarı, kocasının odasına çıktı."- M. Ş. Esendal
yukarı
Yetkili kimse
yukarı
Benzerleri arasında üstte bulunan
yukarıdaki
Избранное