He is really crazy about surfing.
- Sörf yapmaya bayılıyor.
Did you have a good time swimming and surfing?
- Yüzerek ve sörf yaparak eğlendin mi?
Tom is keen on surfing.
- Tom sörf yapmaya düşkündür.
This beach is a paradise for surfers.
- Bu plaj sörfçüler için bir cennet.
Tom bought me a new surfboard.
- Tom bana yeni bir sörf tahtası aldı.
Tom gave me a surfboard.
- Tom bana bir sörf verdi.
Which are you better at, boogie-boarding or surfing?
- Hangisinde daha iyisin, yarım sörf tahtasıyla sörf yapmada mı yoksa sörf yapmada mı?
Tom usually wears a wetsuit when he goes surfing.
- Tom sörf yapmaya gittiğinde genellikle bir dalış elbisesi giyer.
I don't like surfing.
- Sörf yapmaktan hoşlanmam.