Tom made no attempt to defend himself.
- Tom kendini savunmak için hiçbir girişimde bulunmadı.
It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.
- Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.
It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.
- Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.
Tom made no attempt to defend himself.
- Tom kendini savunmak için hiçbir girişimde bulunmadı.
Sami wanted to vindicate himself.
- Sami kendini savunmak istiyordu.
The man pleaded self-defence.
- Adam kendini savunmak için yalvardı.
The Germans had strong defenses.
- Almanların güçlü savunmaları vardı.
Attack is the best form of defense.
- Saldırı en iyi savunma şeklidir.
The man pleaded self-defence.
- Adam kendini savunmak için yalvardı.
A plea bargain is out of the question.
- Bir savunma pazarlık söz konusu değildir.
Ignorance of the law is not accepted as a defence.
- Yasayı bilmemek bir savunma gerekçesi olarak kabul edilmez.
He practised the natural defence style.
- O doğal savunma stili egzersizi yaptı.
She's not here for the purpose of defending herself against these accusations.
- O bu suçlamalara karşı kendini savunmak amacıyla burada değil.
Tom was green behind the ears when it came to defending himself in court.
- Tom, mahkemede kendini savunma konusunda daha çok toydu.
He advocated the reduction of taxes.
- Vergilerin azaltılmasını savundu.
He advocates reform in university education.
- Üniversite eğitiminde reformu savunuyor.
Tom killed Mary in self-defense.
- Tom Mary'yi kendini savunmada öldürdü.
Tom told the police that he shot Mary in self-defense.
- Tom polise Mary'yi kendini savunma amacıyla vurduğunu söyledi.
The man pleaded self-defence.
- Adam kendini savunmak için yalvardı.
The police realized that Dan acted in self-defence.
- Polis, Dan'in kendini savunmak için hareket ettiğini fark etti.
The Germans had strong defenses.
- Almanların güçlü savunmaları vardı.
Our army broke through the enemy defenses.
- Ordumuz düşman savunmasını yardı geçti.
We are defending the same cause.
- Biz aynı nedeni savunuyoruz.
Tom was defending himself.
- Tom kendini savunuyordu.
The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.
Paris did her best to defend her liberties.
- Paris, özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.
I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting.
- Beni toplantıda savunmadığın için seni asla affetmeyeceğim.
Why did the lawyer lose in the argument?
- Avukat savunmada niçin kaybetti?
This data is immaterial to the argument.
- Bu bilgi savunma için önemsizdir.
They fought in defense of their country.
- Ülkelerinin savunmasında savaştılar.
She allegedly killed him in self defense.
- İddialara göre o onu kendini savunmak için öldürdü.
Why is Tom being so defensive?
- Tom neden bu kadar savunmacı oluyor?
Tom was very defensive.
- Tom çok savunmacıydı.