scare, alarm; cause to run away; intimidate

listen to the pronunciation of scare, alarm; cause to run away; intimidate
İngilizce - Türkçe

scare, alarm; cause to run away; intimidate teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

frighten
korkutmak

Üzgünüm, seni korkutmak istemedim. - I'm sorry, I didn't mean to frighten you.

Seni korkutmak istemedim. - I didn't mean to frighten you.

frighten
ürkütmek
frighten
korkutup kaçırmak
frighten
korkut

Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur. - Thunder has been explained scientifically, and people no longer believe it is a sign that the gods are angry with them, so thunder, too, is a little less frightening.

Korkutmamak için onunla nazik şekilde konuştum. - I spoke to him kindly so as not to frighten him.

frighten
{f} ödünü patlatmak
frighten
frighten korkut
frighten
{f} dehşete düşürmek
İngilizce - İngilizce
{f} frighten
scare, alarm; cause to run away; intimidate