Tom Mary'nin başkası ile görüştüğünü bilmiyordu.
- Tom didn't know Mary was seeing someone else.
Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın.
- Try as you might, but you cannot force a belief onto someone else, much less your own self.
Tom şu anda bir başkasıyla evlidir.
- Tom is married to someone else now.
Hıncını bir başkasından çıkar, olur mu?
- Vent your anger on someone else, will you?
Her zaman bir başkasının aptalıyız.
- We're always somebody else's idiot.
Tom onu başkasına sattı.
- Tom sold it to somebody else.
My mother's cooking is something else!.
... And something else caught my eye here, an offer. ...
... So let's bring the stage lights down again just so I can show you something else cool. ...