Tom sınıfında en uzundur.
- Tom is the tallest in his class.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en uzun ağaç.
- This is the tallest tree I have ever seen.
Sen benden daha uzunsun.
- You are taller than me.
Sen benden daha uzunsun.
- You're taller than me.
Siz ondan daha uzun boylusunuz.
- You are taller than her.
Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.
- The tall man wore a pink carnation in his lapel.
Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.
- The tall man wore a pink carnation in his lapel.
Siz ondan daha uzun boylusunuz.
- You are taller than her.
Fuji Dağı Japonya'nın en yüksek dağıdır.
- Mt. Fuji is Japan's tallest mountain.
New York'ta çok sayıda yüksek binalar vardır.
- There are a lot of tall buildings in New York.
Bu bina ne kadar yüksekliktedir?
- How tall is this building?
Bu dağ 3000 metre yüksekliktedir.
- This mountain is 3000 meters tall.
Böyle abartılı bir hikayeye inanmamı bekleme!
- Don't expect me to believe such a tall story.
Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
- The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Yaklaşık 180 santimetre boyundayım.
- I am almost 180 centimeters tall.
O, neredeyse altı fit boyundadır.
- He is almost six feet tall.