İngilizce - Türkçe
the act of navigating the web by clicking hyperlinks teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- surfing
- sörf
Bu civarda nerede sörfe gidebilirim?
-Where can I go surfing around here?
Sörf yapmaya bayılıyor.
-He is really crazy about surfing.
- surfing
- {i} sörf yapma
Sörf yapmaya bayılıyor.
-He is really crazy about surfing.
Hangisinde daha iyisin, yarım sörf tahtasıyla sörf yapmada mı yoksa sörf yapmada mı?
-Which are you better at, boogie-boarding or surfing?
- surfing
- sörf yapan
- surfing
- su kayağı
- surfing
- {i} spor sörf
- surfing
- sörf yaparak
Yüzerek ve sörf yaparak eğlendin mi?
-Did you have a good time swimming and surfing?
O, internette sörf yaparak çok fazla zaman harcar.
-She spends way too much time surfing the web.
- surfing
- {f} sörf yap
O, internette sörf yaparak çok fazla zaman harcar.
-She spends way too much time surfing the web.
Sörf yapmaya bayılıyor.
-He is really crazy about surfing.
- surfing
- {i} (Bilgisayar) (İnternet üzerinde) sörf yapma
- the act of
- eyleminin
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
the act of navigating the web by clicking hyperlinks teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- surfing
the act of navigating the web by clicking hyperlinks
Heceleme
the act of na·vi·gat·ing the web by clicking hyperlinksTürkçe nasıl söylenir
dhi äkt ıv nävıgeytîng dhi web bay klîkîng haypırlîngksTelaffuz
/ᴛʜē ˈakt əv ˈnavəˌgātəɴɢ ᴛʜē ˈweb ˈbī ˈkləkəɴɢ ˈhīpərləɴɢks/ /ðiː ˈækt əv ˈnævəˌɡeɪtɪŋ ðiː ˈwɛb ˈbaɪ ˈklɪkɪŋ ˈhaɪpɜrlɪŋks/
Resimler
Geçmiş
Favoriler