Yeni bir yardımcı dile ihtiyacımız yok, İngilizce zaten o rolü yerine getiriyor.
- We do not need a new auxiliary language, the English language already fulfills that role.
İngilizce dilinden ve onunla ilgili her şeyden nefret ediyorum.
- I hate the English language and everything related to it.
Japonlar Britanyalılardan daha fazla sığır eti yer.
- The Japanese eat more beef than the British do.
Sonunda, ocağın sekizinde, Britanyalılar saldırdı.
- Finally, on January eighth, the British attacked.
O bir İngiliz vatandaşı, ama Hindistan'da yaşıyor.
- He's a British citizen, but he lives in India.
İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.
- There are some differences between British English and American English.