Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
- All sorts of people live in Tokyo.
İngilizler becerikli bir millettirler.
- The English are a practical people.
Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz.
- According to a survey, three in five people today are indifferent to foreign affairs.
Amerikalılar demokratik bir ulustur.
- The Americans are a democratic people.
Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.
- Guns don't kill people. People kill people.
Sosyal ağ siteleri, 13 yaşından küçük insanlar için tehlikelidir.
- Social networking sites are dangerous for people under 13.
Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
- Some people in the world suffer from hunger.
Dünya aptal insanlarla dolu.
- The world is full of dumb people.
Sözcünün etrafında büyük bir kalabalık toplandı.
- A crowd of people gathered around the speaker.
Yarış, bir milyona yakın bir kalabalık tarafından izlendi.
- The race was watched by a crowd of nearly a quarter of a million people.
Tom ünlü kişilerin taklitlerini yapar.
- Tom does impersonations of famous people.
Tom piyanosunu taşımak için ona yardım edecek bazı kişiler arıyordu.
- Tom was looking for some people to help him move his piano.
Hiç kimse kaç kişi öldüğünden emin değildi.
- No one is sure how many people died.
Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.
- I thought a bunch of people would go water skiing with us, but absolutely no one else showed up.
Konserde çok fazla kişi vardı.
- There were too many people at the concert.
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- One hundred and fifty people entered the marathon race.
/ As thick and numberless / As the gay motes that people the Sun Beams, /.