to tarnish; to sully; to scandalize; said of reputation, character, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- dirty
- {s} kirli
Ben nehri kirli buldum.
- I found the river dirty.
Kirli ev, kirli zemin.
- Dirty house, dirty floor.
- dirty
- pis
O pis ellerini benden uzak tut!
- Keep your dirty hands off me!
Tom, Mary'ye pis pis baktı.
- Tom gave Mary a dirty look.
- dirty
- {f} kirlenmek
Tom kirlenmekten korkmuyor.
- Tom isn't afraid to get dirty.
- dirty
- {s} edepsiz
Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları asla anlatmam.
- I know some dirty jokes, but I never tell them.
Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları anlatmam.
- I know some dirty jokes, but I don't tell them.
- dirty
- {s} aşağılık
- dirty
- çepel
- dirty
- (hava) bozuk
- dirty
- alçakça
- dirty
- iğrenç
Tom bazı iğrenç fıkralar anlattı.
- Tom told some dirty jokes.
Tom'un ayakkabıları iğrenç.
- Tom's shoes are dirty.
- dirty
- (Tekstil) 1. pis, kirli 2. pisletmek, kirletmek
- dirty
- (sıfat) pis, kirli; açık saçık, rezil, aşağılık, iğrenç, ahlaksız, edepsiz, terbiyesiz, müstehcen; muzur, bozuk; fırtınalı
- dirty
- {s} fırtınalı
- dirty
- {s} iğrenç, çirkin
- dirty
- (fiil) kirletmek, pisletmek, lekelemek, kirlenmek, pislenmek; bulaştırmak
- dirty
- bozuk fazla miktarda radyoaktif zerreler yayan
- dirty
- {f} bulaştırmak
- dirty
- argo yanında esrar bulunan
- dirty
- murdar