Aborijin olan Leyla, meşhur izleme becerilerini kullandı.
- Layla, an Aborigene, made use of her renowned tracking skills.
Aborijin olan Leyla, meşhur izleme becerilerini kullandı.
- Layla, an Aborigene, made use of her renowned tracking skills.
Bana takip numarasını gönderin lütfen.
- Send me the tracking number please.
Senin takip numaran 111222333'tür.
- Your tracking number is: 111222333.
Tom'un yaptıklarını izlemekten daha iyi yapacak işlerim var.
- I've got better things to do than to keep track of what Tom's doing.
Sonunda işim yoluna girdi.
- My business has at last gotten on the right track.
Her sabah demir yolu hattını geçerim.
- I cross the railroad tracks every morning.
Tren hangi hattan Higashi-Kakogava' ya hareket eder?
- From which track does the train to Higashi-Kakogawa leave?
Her sabah demir yolu hattını geçerim.
- I cross the railroad tracks every morning.
Raylar yola paralel uzanıyor.
- The tracks run parallel to the road.
Lütfen demiryolu rayları yakınında oynamayın.
- Please don't play near the railroad tracks.
Bu lastik izleri orta boy bir araç tarafından yapıldı.
- These tire tracks were made by a mid-size vehicle.
Biz geyikler tarafından bırakılan izleri takip ettik.
- We followed the tracks left by the deer.
Tom izlerini kapatmak için elinden geleni denedi böylece yüzünü kurtarabildi.
- Tom tried his best to cover his tracks so he could save face.
Tom'un yaptıklarını izlemekten daha iyi yapacak işlerim var.
- I've got better things to do than to keep track of what Tom's doing.
Yavaşla. Bu bir yarış pisti değil.
- Slow down. It's not a race track.
Muhtemelen fosilleşmiş parçalar jura dönemi hayvanlarına aittir.
- Possibly the fossilized tracks belong to animals of the Jurassic period.
Bu, bütün diskteki favori parçam.
- This is my favorite track on the entire disc.
UK internet service provider TalkTalk has pulled the plug on its agreement with online behaviour tracking firm Phorm.
Arabanın bıraktığı izleri takip ettiler.
- They followed the tracks the car had left.
Biz geyiklerin izini takip ettik.
- We followed the deer's tracks.
Yavaşla. Bu bir yarış pisti değil.
- Slow down. It's not a race track.
Benimle pist civarında koşmaya gitmek ister misin?
- Do you want to go run around the track with me?
My uncle spent all day tracking the deer.
... tracking the motion of this comet. ...
... And that's why we're announcing referral tracking. ...