tuzsuz

listen to the pronunciation of tuzsuz
Türkçe - İngilizce
insipid
boring
salt-free
(Konuşma Dili) unamusing, boring, flat
salt free
unsalted; saltless; insipid, boring
without salt

Kissing a man without a mustache is like eating eggs without salt. - Bıyıksız bir adamı öpmek tuzsuz yumurta yemek gibidir.

We cannot do without salt even for a single day. - Bir tek gün için bile tuzsuz yapamayız.

saltless
saltless; unsalted; (food) which contains little salt

İlgili Terimler

tuz
{i} SALT

Don't confuse sugar with salt. - Şeker ile tuzu birbiriyle karıştırma.

You can't drink seawater because it's too salty. - Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu.

tuzsuz (tereyağı)
fresh
tuzsuz alkali toprak
(Tarım) saline-alkali soil
tuzsuz bir halde
boringly
tuzsuz diyet
low salt diet
tuz
common salt
tuz
the salt
Tuz
(Tıp) sal
kurutulmuş tuzsuz balık
stockfish
tatsız tuzsuz
savorless
tatsız tuzsuz
saltless
tatsız tuzsuz
savourless [Brit.]
tatsız tuzsuz
insipid
tatsız tuzsuz
jaded
tatsız tuzsuz
1. very tasteless, very insipid. 2. very boring
tuz
chem. salt
tuz
(Tabiat Doğa) (mineral, maden) [syn.: tuz, sodyum kloruru] salt
tuz
salts: İngiliz tuzu Epsom salts
tuz
salt, common salt
tuz
salt, table salt
İngilizce - İngilizce

tuzsuz teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

İlgili Terimler

tuz
{n} a lock, bunch or tuft of hair
tuz
A lock or tuft of hair
Türkçe - Türkçe
Tatsız şakalar yapan (kimse)
Tuzu olmayan veya tuzu az olan

İlgili Terimler

TUZ
Kokusuz, suda eriyen, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billursu madde (NaCl)
Tuz
sodyum klorür
Tuz
nemek
Tuz
(Osmanlı Dönemi) ŞÜZAM
Tuz
(Osmanlı Dönemi) ŞEZAT
Tuz
milh
tatsız tuzsuz
Çok tatsız
tuz
Bir asitteki hidrojenin yerini bir bazın almasıyla oluşan bireşim
tuz
Bir asitteki hidrojenin yerini bir bazın almasıyla oluşan birleşim