Sonuç asla tatmin edici değildi.
- The result was by no means satisfactory.
Herkesi memnun etmek asla kolay değil.
- It is by no means easy to please everybody.
Bu kesinlikle kolay okunmuyor.
- This is by no means easy reading.
Ayda bir milyon yen kazanmak kesinlikle olanaksızdır.
- It's by no means impossible to earn one million yen a month.
Onun açıklaması hiçbir şekilde tatmin edici değil.
- Her explanation is by no means satisfactory.
O hiçbir şekilde anjelik değildir.
- She is by no means angelic.
Nic hiçbir şekilde ödülden memnun değil.
- Nick is by no means satisfied with the reward.
O hiçbir şekilde kibar değil.
- She is by no means polite.