You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
Tom went back to sleep.
- Tom uyumak için geri döndü.
He was about to fall asleep, when he heard his name called.
- Adının söylendiğini duyduğunda uyumak üzereydi.
He was about to fall asleep, when he heard his name called.
- Adının çağrıldığını duyduğunda, o uyumak üzereydi.
Tom doesn't want to go to sleep.
- Tom uyumak istemiyor.
I would like to go to sleep now.
- Şimdi uyumak istiyorum.
I want to have a kip.
- Ben uyumak istiyorum.
How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime.
- Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.
You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
Don't sleep with the windows open.
- Pencereler açık uyuma.
I only slept for three hours.
- Ben sadece üç saat uyudum.
They slept a little in the room.
- Onlar, odada biraz uyudular.
We must sleep at least seven hours a day.
- Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
I want to have a kip.
- Ben uyumak istiyorum.
I usually have a kip on Sundays.
- Pazar günleri genellikle uyurum.
Robin looks very cute when he's sleeping.
- Robin uyurken çok sevimli görünüyor.
This room is not suitable for sleeping.
- Bu oda uyumak için uygun değil.
I have to get to sleep! I've got classes tomorrow.
- Uyumalıyım! Yarın derslerim var.
Poor Tom's been trying to get to sleep for three hours now.
- Zavallı Tom şu an üç saattir uyumaya çalışıyor.
I'm known for oversleeping.
- Ben fazla uyumakla bilinirim.
I need to get some shuteye.
- Biraz uyumam gerekiyor.
Tom decided to try sleeping without a pillow.
- Tom bir yastık olmadan uyumayı denemeye karar verdi.
The noise outside his window prevented him from sleeping.
- Onun penceresinin dışındaki gürültü onun uyumasını engelledi.