It's been a long time since I visited my grandmother.
- Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.
Without oxygen, all animals would have disappeared long ago.
- Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu.
It's been a long time since I visited my grandmother.
- Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.
Tom hasn't written a letter in a long time.
- Tom uzun zamandır bir mektup yazmadı.
It's been quite ages since we last met.
- Son karşılaştığımızdan beri oldukça uzun zaman oldu.
I haven't had a boyfriend in ages.
- Uzun zamandır bir erkek arkadaşım yok.
It was not long before she came.
- O gelmeden uzun zaman önce değildi.
Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
- İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.
That happened long ago.
- O uzun zaman önce oldu.
This was built long ago.
- Bu uzun zaman önce inşa edildi.