Bu gerçekten korkunç.
- This is really terrible.
General John Pope korkunç bir hata yaptı.
- General John Pope made a terrible mistake.
Kendimi berbat hissediyorum, ama ben sadece kül tablanı kırdım.
- I feel terrible, but I've just broken your ashtray.
Ben bugün berbat hissediyorum.
- I feel terrible today.
O gerçekten çok kötü mü?
- Is it really so terrible?
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
Tom müthiş bir keşif yaptı.
- Tom made a terrible discovery.
Tom müthiş göründüğümü söyledi.
- Tom said I looked terrible.
O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.
- She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood.
Onun davranışı, benim hatırladığım gibi, çok kötüydü.
- His behavior, as I remember, was very bad.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
Yazma konusunda çok iyisin. Ben kötüyüm.
- You're so good at writing. I'm terrible.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
... They're very bad in the area of judgment, human thinking, ...
... But I do believe that women in pop music have a very bad rap. ...