Tom spent his entire life helping people.
- Tom bütün hayatını insanlara yardım ederek geçirdi.
Thanks for spending so much time helping us.
- Bize yardım ederek çok fazla zaman harcadığın için teşekkürler.
She eagerly took a second helping of ice cream.
I was attracted to the idea of helping others and getting money.
- Diğerlerine yardım etme ve para kazanma fikri beni cezbetti.
Tom volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.
- Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.
The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.
- Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
I expect him to come to our aid.
- Onun bize yardım etmeye gelmesini istiyorum.
I helped my father yesterday.
- Dün babama yardım ettim.
Yesterday I helped the father.
- Dün babama yardım ettim.
I would like you to assist me with my gardening.
- Benim bahçe işlerinde bana yardım etmeni istiyorum.
I assisted her in moving the furniture.
- Mobilyayı taşımada ona yardım ettim.