In this course, we'll spend time helping you sound more like a native speaker.
- Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.
Tom spends a majority of his time helping Mary.
- Tom zamanının çoğunluğunu Mary'ye yardım ederek harcar.
She eagerly took a second helping of ice cream.
I was attracted to the idea of helping others and getting money.
- Diğerlerine yardım etme ve para kazanma fikri beni cezbetti.
Thank you for helping me. Don't mention it.
- Bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim. Bir şey değil.
The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.
- Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
I was arrested for aiding in his escape.
- Onun kaçmasına yardım ettiğim için tutuklandım.
I helped my father yesterday.
- Dün babama yardım ettim.
Yesterday I helped my father.
- Dün babama yardım ettim.
They assisted the painter financially.
- Mali olarak ressama yardım ettiler.
I assisted her in moving the furniture.
- Mobilyayı taşımada ona yardım ettim.